Saf Hırsız ile Uyanık Ev sahibi
Hırsızın biri arkadaşlarını toplayıp soygun yapmak üzere zengin bir adamın konağının çatısına çıkmış. Konak sahibi ayak seslerinden çatıda hırsızların olduğunu anlayıp eşine dönmüş ve ona şöyle demiş: "Hanım, şimdi sessiz ve sakin ol! Sanırım çatıda hırsızlar var. Sana işaret ettiğim zaman hırsızların duyabileceği kadar yüksek bir sesle beni uyandır." Eşi şaşkın bir şekilde niye uyandırması gerektiğini sormuş.
Adam, "Beni uyandıracaksın, bu kadar malı nereden bulduğumu, nasıl kazandığımı soracaksın. Ben de 'Gece vakti bunun sırası mı, yat sonra anlatırım' diyeceğim. Sen ısrar edeceksin. Daha çok ısrar edeceksin, tamam mı?" diye karısına tembih etmiş.
Bir müddet sonra kadın eşinin işaretiyle onu uyandırmak için seslenmeye başlamış. Nihayet adam "Ne oldu?" diye sorunca karısı "Bu kadar malı nereden buldun, bu zenginliği nasıl elde ettin, bana anlatsana!" demiş. Adam da karısına "Gece vakti bunun sırası mı, yatalım, uyuyalım, ben sana yarın anlatayım." demiş. Ama anlaştıkları gibi karısı anlatması için ısrar edince adam yüksek bir sesle "Hırsızlıktan buldum!" demiş.
Bu arada çatıdaki hırsızlar kulakları kirişte, adamla eşinin konuşmalarını dinliyorlarmış. Adam onların kendilerini dinlediklerini bildiği halde devam etmiş anlatmaya: "Gençlik çağımda, mehtaplı gecelerde arkadaşlarla zengin insanların konaklarının çatısına çıkardım. Işığın sızdığı deliğe gelip 'şevlem... şevlem...' diye bağırdıktan sonra yedi kez tılsımlı dua okur ve ışıktan tutunarak aşağıya süzülürdüm. Bu şekilde kimseye görünmeden evin içine girer, ne var, ne yoksa her şeyi alır, süzülen ışığın yanına gelir, tekrar o tılsımlı duayı okur ve ışığa yaslanıp yukarı çıkardım. Sonra da arkadaşlarla birlikte hiçbir şey olmamış gibi huzur ve güven içerisinde evimizin yolunu tutardık."
Adam bu sözleri söyledikten sonra eşine işaret edip kendisi de bir köşeye gizlenmiş. Sözleri duyan hırsızların elebaşı, arkadaşlarına dönüp "Yaşadık arkadaşlar. Bu gece zengin olacağız!" diye sevinmiş ve adamla eşinin uyumalarını beklemeye koyulmuş. Nihayet sesler kesilip de evdekilerin tekrar uyuduklarına kanaat getirince ışığın içeri sızdığı deliğin başına gelen hırsızların elebaşı "Şevlem! Şevlem!" diye bağırıp yedi defa tılsımlı duayı okuduktan sonra ışığa tutunup kendini aşağı bırakmış. Ardından diğer hırsızlar da aynı şeyi yapıp kendilerini aşağıya bırakmışlar. Ancak hepsi de tepetaklak bahçeye düşmüşler, o sırada gizlendiği yerden elinde sopayla çıkıp kendilerini karşılayan ev sahibinden bir güzel dayak yemişler. Ev sahibi yakasından tuttuğu elebaşına "Kimsin sen?" diye bağırmış. Kafa göz patlak bir halde olan hırsızların lideri "Ben" demiş, "Olmayacak bir işin peşine düşecek kadar saf ve kanmış bir hırsızım!"
Kelile ve Dimne, Beydeba.
Adam, "Beni uyandıracaksın, bu kadar malı nereden bulduğumu, nasıl kazandığımı soracaksın. Ben de 'Gece vakti bunun sırası mı, yat sonra anlatırım' diyeceğim. Sen ısrar edeceksin. Daha çok ısrar edeceksin, tamam mı?" diye karısına tembih etmiş.
Bir müddet sonra kadın eşinin işaretiyle onu uyandırmak için seslenmeye başlamış. Nihayet adam "Ne oldu?" diye sorunca karısı "Bu kadar malı nereden buldun, bu zenginliği nasıl elde ettin, bana anlatsana!" demiş. Adam da karısına "Gece vakti bunun sırası mı, yatalım, uyuyalım, ben sana yarın anlatayım." demiş. Ama anlaştıkları gibi karısı anlatması için ısrar edince adam yüksek bir sesle "Hırsızlıktan buldum!" demiş.
Bu arada çatıdaki hırsızlar kulakları kirişte, adamla eşinin konuşmalarını dinliyorlarmış. Adam onların kendilerini dinlediklerini bildiği halde devam etmiş anlatmaya: "Gençlik çağımda, mehtaplı gecelerde arkadaşlarla zengin insanların konaklarının çatısına çıkardım. Işığın sızdığı deliğe gelip 'şevlem... şevlem...' diye bağırdıktan sonra yedi kez tılsımlı dua okur ve ışıktan tutunarak aşağıya süzülürdüm. Bu şekilde kimseye görünmeden evin içine girer, ne var, ne yoksa her şeyi alır, süzülen ışığın yanına gelir, tekrar o tılsımlı duayı okur ve ışığa yaslanıp yukarı çıkardım. Sonra da arkadaşlarla birlikte hiçbir şey olmamış gibi huzur ve güven içerisinde evimizin yolunu tutardık."
Adam bu sözleri söyledikten sonra eşine işaret edip kendisi de bir köşeye gizlenmiş. Sözleri duyan hırsızların elebaşı, arkadaşlarına dönüp "Yaşadık arkadaşlar. Bu gece zengin olacağız!" diye sevinmiş ve adamla eşinin uyumalarını beklemeye koyulmuş. Nihayet sesler kesilip de evdekilerin tekrar uyuduklarına kanaat getirince ışığın içeri sızdığı deliğin başına gelen hırsızların elebaşı "Şevlem! Şevlem!" diye bağırıp yedi defa tılsımlı duayı okuduktan sonra ışığa tutunup kendini aşağı bırakmış. Ardından diğer hırsızlar da aynı şeyi yapıp kendilerini aşağıya bırakmışlar. Ancak hepsi de tepetaklak bahçeye düşmüşler, o sırada gizlendiği yerden elinde sopayla çıkıp kendilerini karşılayan ev sahibinden bir güzel dayak yemişler. Ev sahibi yakasından tuttuğu elebaşına "Kimsin sen?" diye bağırmış. Kafa göz patlak bir halde olan hırsızların lideri "Ben" demiş, "Olmayacak bir işin peşine düşecek kadar saf ve kanmış bir hırsızım!"
Kelile ve Dimne, Beydeba.
Yorumlar
Yorum Gönder