Yaralı Mahmut Hikayesi


Yaralı Mahmut hikayesi, kahramanlık hikayeleri arasında önemli bir yere sahiptir. Sadece Türkiye'de bilinen hikayenin doğuş yeri ise Doğu Anadolu Bölgesidir.



Yaralı Mahmut hikayesinin özeti:
     Ali Bezirgân isimli zengin bir tüccarın Ahmet ve Mahmut adında iki oğlu vardır. Karakter itibariyle birbirinin zıddı olan bu iki kardeşten Mahmut akıllı ve ailesine bağlı bir genç iken, Ahmet ise bunun tam tersi özelliklere sahiptir.Babaları öldükten sonra kardeşlerden Ahmet, kendilerine bırakılan mirası kısa bir sürede yer, bitirir. Mahmut da annesinin ve kendisinin geçimini sağlayabilmek için çobanlığa başlar.
   

     Bu arada Osmanlı Padişahı muhteşem bir saray yaptırır. Sarayı görenler çok beğenirler ancak şamşırak taşlarının onu daha da güzelleştireceğini belirtirler. Bunun üzerine padişah şamşırak taşlarını aratmaya başlar ve onların Gence Padişahı'nda olduğunu öğrenir. Padişah hemen tellallar çağırtır ve "Her kim ki şamşırak taşlarını Gence Padişahı'ndan getirirse, onun dünyalığını vereceğim" der. Merhum Ali Bezirgan'ın oğullarından Mahmut, taşı getirmeye talip olur.
     Mahmut, padişahla görüşüp anlaştıktan sonra emrine verilen ordu ile birlikte Gence'ye doğru yola çıkar. Gence'ye vardığında Gence Padişahı'na haber gönderip şamşırak taşını vermesini, yoksa taş üstünde taş bırakmayacağını söyler.
     Gence Padişahı taşları vermeye razı olmayınca iki ordu arasında savaş çıkar. Mahmut, Gence Ordusunun yarısını kılıçtan geçirir. Bu sırada Gence Padişahı daha çok kan dökülmesini önlemek amacıyla Mahmut'un karşısına, güreşmek ve birebir dövüşmek üzere Arap görünümlü bir pehlivan çıkarır. Arap dövüşü kaybeder ve tam Mahmut tarafından öldürüleceği sırada yüzündeki peçeyi çıkarır. Mahmut, peçe açılınca karşısındaki pehlivanın dünyalar güzeli bir kız olduğunu görür, ona hemen aşık olur. Arap ise adının Mahbub olduğunu, ahdi gereği kendisini yenen yiğit ile evleneceğini, istediği şamşırak taşlarının da koynunda olduğunu söyler. Bu duruma çok sevinen Mahmut, Mahbub'u ve şamşırak taşlarını da yanına alarak İstanbul'a doğru yola çıkar. Durumdan haberdar olan Mahbub'un nişanlısı Kara Vezir, Gence Padişahı'na kızın geri getirilmesi için baskı yapar. Padişah da cadıdan yardım ister. Cadı küpüne binip İstanbul'a gider, bir sihir yaparak Mahbub'u Mahmut'tan ayırır. Mahbub bir süre sonra Mahmut'u terk edip Gence'ye doğru yola çıkar. Eşini takip eden Mahmut, Mahbub ile Karaman Dağları'nda karşılaşır. Büyünün etkisiyle Mahbub, Mahmut'u yaralar. Daha sonra Gence'ye ulaşır. Gence'de büyünün etkisi geçince Mahbub cadıyı öldürür, ancak yine de Kara Vezir ile evlendirilir. Hüseyin Araslı
     Bu sırada Karaman Dağları'nda yaralı bir halde ölüme terk edilen Mahmut'u bir bezirgan bulur ve onu hekim olan kızı Gülşen'e tedavi ettirir. Gülşen Mahmut'u tedavi ederken onun, arkadaşı Mahbub'un eşi olduğunu öğrenir. Bu olaylar olurken Kandehar'da ise düğün hazırlıkları başlamıştır. Gülşen'in yardımıyla gizlice düğün evine gelen Mahmut, gerdek odasında saklanır. Mahbub ile Kara Vezir odaya geldiklerinde Mahmut Kara Vezir'i öldürür. İki sevgili İstanbul'a doğru yola çıkarlar. Erzincan'a geldiklerinde Mahbub çeyizsiz bir şekilde İstanbul'a gidemeyeceğini, bu yüzden para kazanıp çeyiz düzmeleri gerektiğini söyleyince ikisi birlikte haramiliğe başlar. Ancak güvenlik güçleri haramileri yakalar. Bu birliğin komutanı olan Mahmut'un kardeşi Ahmet, yakaladığı haramilerin kardeşi Mahmut ve sevgilisi olduğunu öğrenince onları padişaha teslim eder. Padişah ise şamşırak taşlarını getirdiği için Mahmut'u affeder. Ardından Mahmud ile Mahbub'a kırk gün kırk gece düğün yaparak evlendirir.
     

Yorumlar

  1. Bu masalımsı hikayeyi benim rahmetli Annem bundan 55-60 yıl önce anlatırdı ve 2-3 saat sürerdi. Hikayenin içinde en az 3-4 8-10 beyitlik besteli destan da vardı. Ama ben unutmuşum.. Bilen ya da bileni bilen varsa gerçekten muhteşem bir iş olur...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder