Kayıtlar

kelile dimne etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Maymun ve Kurbağa Dostluğu

Resim
Yeşillik bir adada maymunlar yaşardı. Bu maymunların Kerdan  isimli bir padişahları vardı. Kerdan yıllarca hükümdarlık yaptıktan sonra artık iyice yaşlanmış, devlet işlerini göremez olmuştu. Bunun üzerine yerine birisini tayin edip kendisi istirahate çekildi. Kerdan'ın emeklilik yaşadığı yer, sanki cennetten bir köşe idi. Meyvesi, suyu bol, tabiatı harika bir yerdi. Kerdan burada gezinirken bir gölün kenarına oturdu.

Kargalar ile Baykuşlar

Resim
Çin ülkesinde yüksek bir dağ vardı. Bu dağın tepesinde bulunan büyük bir ağaç, kargalara ev sahipliği yapıyordu. Ağacın üzerinde yuvaları bulunan binlerce karganın Peyruz  adında bir padişahları vardı. Bütün kargalar padişahlarının emrinden dışarı çıkmazlardı. Bu koca ağacın bulunduğu dağın kayalık yerlerindeki oyuklar içerisinde de baykuşlar yaşarlardı. Bunların da Şibâhenk  adında bir liderleri vardı.

Keşmir Pâdişahının Cariyesine Olan Aşkı

Resim
Keşmir ülkesinin padişahı adaletli biriydi. Devletini çok iyi idare eder, bunun yanı sıra eğlencesine de vakit ayırırdı. Padişah, cariyelerinden birine sırılsıklam aşıktı. Bu güzel cariyenin olmadığı eğlencelerden hiç zevk almazdı. Ancak kızın gönlü başkasındaydı. Sarayda vazifeli bir delikanlıya aşık olan kız, padişahın cariyesi ve hizmetkarı olmakla birlikte, kalbinde delikanlının aşkını taşıyordu. Bu aşıklar fırsat buldukça birbirleriyle bakışırlar, görüşürlerdi.

Şahin ile Kuzgun

Resim
Bir derviş ormanlarda, kırlarda gezinir, doğada bulunan çeşit çeşit bitkilere, ağaçlara, her türden hayvanlara ibretle bakar, baktıkça da Allahü Teala'nın yaratma kudretini tefekkür edermiş. Bir gün yine ormanda gezinirken ağzında bir parça et bulunan bir şahinin, öterek bir ağacın etrafında halkalar çizdiğini farketmiş. "Hayırdır inşallah!" deyip şahinin hareketlerini izlemeye koyulmuş. Nitekim şahin bir müddet sonra ağacın üstünde bulunan bir kuş yuvasına konmuş.

Kurnaz Tilkinin Tuzağına Düşen Tavşan

Resim
Açlıktan gözleri kararmış bir kurt ormanda karnını doyurmak için av aramaya başlar. Bir çalının yanından geçerken orada yatan bir tavşan görür. Tavşan kurt ile karşı karşıya geldiğinde artık kaçacak şansı kalmamıştır. Ancak zekasını kullanıp hile yaparak kurt belasından kurtulmayı düşünür. Bundan sonra kurda övgü dolu sözler söylemeye başlar: "Ey şanlı sultanım! Canım size feda olsun. Sizin yeminiz olmak benim için ne büyük şeref!

Tasmalı Güvercin (Fare, Karga, Ceylan ve Kaplumbağa)

Resim
Avın bol olduğu bir yerde yaşayan bir karga varmış. Bu karga bir gün yuvasında oyalanırken karşıdan bir avcının malzemeleriyle geldiğini görmüş. Bir köşeye gizlenip avcıyı izlemeye başlamış. Avcı ağını yere sermiş, üzerine de yemler serpip bir yere saklanmış ve başlamış avını beklemeye. Bir süre sonra, oradan ordusuyla birlikte geçmekte olan tasmalı güvercin, yemleri görünce dalışa geçmiş. Diğer güvercinler de liderlerini takip etmişler.

Aslan, Öküz ve Çakal

Resim
Desteba topraklarında ihtiyar bir adam yaşarmış. Bu ihtiyarın aşırı derecede müsrif üç oğlu varmış. Bu oğullar babalarının mallarını har vurup harman savurur, sorumsuzca harcarlarmış. Oğullarının bu durumuna çok üzülen babaları, bir gün artık bu duruma bir son vermek için evlatlarını karşısına almış. Önce onları bir güzel azarladıktan sonra nasihat etmiş. Çalışmanın, helal kazancın, ailesinin rızkını temin için gayret etmenin öneminden bahseden etkili bir konuşma yapmış.

Düzenbaz Ortak ile Ahmak Ortak

Resim
Bir gün düzenbaz biriyle ahmak biri yolculuğa çıkarlar. Bunlar aynı zamanda iş ortağıdırlar. Derken yol üstünde bir kese bulurlar ve sevinç içinde şehre dönerler. Ahmak altınları yarı yarıya bölüşmeyi teklif eder. Ancak düzenbazın niyeti altınların hepsine sahip olmaktır. Aklına bir plan gelir ve ahmak arkadaşına şöyle der: "Dostum, biz bunları bölüşmeyelim, yol masrafımız kadar alalım, gerisini şu ağacın dibine gömelim. Burası güvenli bir yer, kimsenin aklına gelmez.

Kaplumbağa ve Onu Taşıyan Ördekler

Resim
Eski zamanlarda bir gölde yaşayan iki ördek ile onların sıkı dostları bir kaplumbağa varmış. Bir gün gölün suyu çekilmiş ve ördekler için artık gölde yaşama imkanı kalmamış. Gölden gitmeye karar veren ördekler vedalaşmak için kaplumbağanın yanına gelmişler. Suların çekildiğini, artık burada yaşayamayacaklarını belirtip "Hadi bize eyvallah!" demişler kaplumbağaya. Kendi hayatından endişeye kapılan kaplumbağa dostlarına yalvarmış, onlardan yardım istemiş.

Devenin Karga, Çakal ve Kurt Tarafından Kandırılması

Resim
Ortasından yol geçen ve insanların sıkça kullandığı bir ormanda aslan ile birlikte arkadaşları karga, çakal ve kurt yaşarmış. Bir gün deve çobanları, aslanın yaşadığı bu ormandan geçerlerken develerden birini arkada unutmuşlar. Deve ormanda şaşkın şaşkın dolaşıp yolunu ararken kendini aslanın huzurunda bulmuş. Aslan "Kimsin, nerelisin?" diye sormuş. Deve kendini tanıtmış. "Ne istiyorsun?" diye sormuş aslan bu kez. Deve "Kralımızın emri ne ise onu istiyorum." deyince bu cevap aslanın çok hoşuna gitmiş.

Karga ile Yılan Hikayesi

Resim
Karganın biri ıssız bir dağ başında bir ağaca yuva yapmış. Ancak karganın ne zaman civcivleri olsa, yakınlarda yuvası bulunan dev bir yılan yuvaya tırmanır, civcivleri yutarmış. Karga bu duruma çok üzülür, yavrularının ardından gözyaşı dökermiş. Bir gün "artık yeter" deyip bu durumun bir son bulması için dostu olan çakala akıl danışmış ve yılandan şikayetçi olmuş. Çakala "O yılan uyurken yanına gidip kör oluncaya kadar gözlerini gagalamak istiyorum" deyip onun fikrini sormuş.

Ortağını dolandıran düzenbazın sonu

Resim
Evvel zaman içinde birbirleriyle ortak iki tüccar varmış. Bunlar yeni açtıkları dükkanlarına mallarını koymuşlar. Bir tanesinin evi, iş yerine çok yakınmış. Bu adam niyeti bozmuş ve ortağının payına düşen mallardan bir kısmını çalmayı kafasına koymuş. Gece hırsızlık için geldiğinde, kendi malları ile ortağının mallarını karıştırmayayım diye arkadaşının mallarının olduğu tarafa gizlice ceketini bırakmış. Sonra da dükkanı kapatıp evlerine gitmişler.

Saf Hırsız ile Uyanık Ev sahibi

Resim
Hırsızın biri arkadaşlarını toplayıp soygun yapmak üzere zengin bir adamın konağının çatısına çıkmış. Konak sahibi ayak seslerinden çatıda hırsızların olduğunu anlayıp eşine dönmüş ve ona şöyle demiş: "Hanım, şimdi sessiz ve sakin ol! Sanırım çatıda hırsızlar var. Sana işaret ettiğim zaman hırsızların duyabileceği kadar yüksek bir sesle beni uyandır." Eşi şaşkın bir şekilde niye uyandırması gerektiğini sormuş.